30 Kasım 2018 Cuma

RANGE ROVER



        İlk Land Rover 1947’de İngiliz araba şirketi Rover’da baş tasarımcı olan Maurice Wilks tarafından Newborough, Anglesey’deki çiftliğinde tasarlanmıştı.2. Dünya Savaşı sonrasında üretilen ilk Land Rover’ın direksiyonu aracın ortasında bulunuyordu. Zira tasarımcı bu arabayı savaş sonrası Galler’de bir çiftlikte ürettiği için, en basit ve temel malzemeleri kullanmış ve Land Rover’ı traktöre benzer bir araç olarak üretmiştir. Land Rover, Oxford ve Cambridge öğrencilerine eğitimleri için yapacakları araştırmalarda kullanmaları için araçlarını veriyor. Üniversite öğrencileri de bu sağlam arazi araçlarıyla dünyanın dört bir yanını gezip görme fırsatını yakalamış oluyorlar.2. Dünya Savaşı’ndan sonra Charles S. King; Rolls Royce ile çalışarak, onlara ilk jet motorlarını tasarlamaları için yardım etti. Bundan sonra ise Range Rover bugüne kadar yapılmış en iyi jet motorlarından bazılarına imzasını atmış isim oldu.
    Charlie S. King, üretmiş olduğu bu motorları arazi araçlarından bir tanesinde kullandı ve bu jet motoruna sahip hızlı aracıyla türbinle güçlendirilmiş ilk dünya kara hız rekoruna imzasını attı. Land Rover vergi ödemekten pek de hoşlanmayan bir firmaydı ve müşterilerinin de çok fazla vergi ödemesini istemiyordu. İşte bu yüzden Land Rover araçlarının boyutlarını büyük tutarak, müşterilerinin daha az vergi ödemesini sağlamıştır.


 

29 Kasım 2018 Perşembe

BURGER KING


       Dünyanın en büyük fast food şirketlerinden biri olan Burger King 4 Aralık 1954 yılında Amerika’nın Florida eyaletinde Miami kentinde kurulmuştur. James McLamore ve David Edgerton ortaklığı ile kurulmuş olan şirketin amacı savaş sonrası yoksul ailelere uygun fiyattan ızgara yiyecek satmayı amaçlamış ve basit bir konsept ile başlamışlardır. Yoksul aileleri doyurmak için açılan bu fast food firması zamanla McDonald’s ın ardından dünyanın en büyük fast food lokantası olmuştur.
    Burger King Türkiye’ye ilk kez 7 Mart 1995 yılında gelmiştir. TAB Gıda Sanayi A.Ş. ile yapılan ortaklık ile ilk kez İstanbul Etiler‘de satışa sunulmuştur.Dünya genelinde, her gün 11 milyondan fazla kişi, BURGER KING restoranlarını ziyaret ediyor. 1954 yılında kurulan BURGER KING, dünyanın ikinci büyük fast food hamburger zinciridir.

STARBUCKS


       Fakir bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya gelen Schultz, okul masraflarını çalışarak ve hatta kanını satarak karşılamıştır. Brooklyn‘de başlayan hayatı, Seattle’de değişiyor. Futbol bursu ile Michagan Üniversitesi‘ne giren Howard, oldukça zorlu koşullarda 1975 yılında mezun oluyor. Ardından New York’ta Xerox isimli şirkette satış temsilciliği yaparak pazarlamacılık deneyimini artırıyor. Ardından mutfak gereçleri pazarlayan İsveçli Hammerplast şirketine geçiyor. Bu şirkete geçişiyle birlikte kahve tutkusu ve Starbucks hayatına giriyor.İsveçli şirkette kısa sürede mutfak gereçlerinden sorumlu genel müdür olan Howard Schultz, Seattle’ye dikkatini çeken bir şirket için gidiyor. Sürekli aynı tür filtre kahve gereci siparişi veren küçük şirket, Starbucks ve ilk kurucuları ile de bu şekilde tanışıyor. Biri tarih, biri yazar ve birisi de İngilizce öğretmeni olan ilk kurucular, 1971 yılında ticari amaç gütmeksizin Starbucks’ı kuruyor. Yaptıkları iş ise kahveyi çok sevmeleri ve bu nedenle herkesin iyi kahve içmesini sağlamak. Bunun için tahmin ettiğiniz gibi bir kafeterya oluşturulmuyor; yalnızca iyi kavrulmuş kahve çekirdekleri satılıyor, değişik kahve çekirdekleri hazırlanarak evde içmeye hazır hale getiriliyor ve kahve yapımı konusunda bilgi arayan kişiler aydınlatılıyor.
       İlk kurucular, 4 tane Starbucks dükkanına sahip ve müşteri ilişkileri konusu ile en iyi kahve deneyimlerinin yaşatılması prensibiyle işlerini sürdürürler. Schultz’ın hayatına kahve, ziyaret ettiği bir Starbucks dükkanında yüzüne ilk çarpan kahve aroması olan Sumatra ile giriyor. Ortaklar ile tanışan ve ortamın büyüsüne kapılan Schultz, bu ekibin bir parçası olmak için çok uğraş verir. İlk kurucuların, şirketin ruhuna bağlı olmaları ve muhafazakar bir tutum sergilemeleri, Howard Schultz’ı vazgeçirmemiştir. Kariyerini, yıllık 75 bin dolarlık gelirini, arabasını, yaşadığı şehri ve daha birçok şeyi feda etmeyi göze alan Schultz; uzunca bir süre reddedilmiştir. Sonunda emeline ulaştığında ise şirkette pazarlamadan sorumlu yönetici olarak çalışmaya başlar. Howard Schultz, Starbucks ile tanıştığı ilk günden itibaren ‘iyi kahvenin’yalnızca burada kısıtlı bir çevrede kalmaması gerektiğini düşünür ve özellikle Amerika’nın da bu tadı bilmesi gerektiğinin planlarını yapar. İtalya’ya yaptığı bir iş gezisinde, gördüğü ve tecrübe ettiği kahve kültürü onu derinden etkiler. İyi kahvenin yayılması planlarını birkaç üst seviyeye taşır ve bugünkü Starbucks’ın temellerini aklında şekillendirir.
       Geniş kitlelere reklam yapmak yerine kahve dükkanına gelen müşterilerini memnun etmeyi ve onlara kahvenin romantizmini anlatmayı tercih ediyorlar. Çalışanları aracılığıyla iletişim yapıp, müşteri bağlılığı yaratmayı öncelikli hedef olarak görüyorlar. Starbucks’ın kahveden daha fazlasını sunduğu müşteriler arasında ağızdan ağıza yıllar içinde yayılıyor. İyi servis olmazsa dünyanın en iyi kahvesi için bile müşterinin tekrar dükkana gelmeyeceğini biliyor.



MCDONALD'S



  İlk McDonald's restoranı, 1940 yılında Dick ve Mac McDonald kardeşler tarafından California San Bernardino'da ülkedeki ilk gerçek fast food restoranı olarak açıldı. "Arabaya servis restoranı", müşterilere ucuz ve çabuk hamburger, patates kızartması ve MilkShake satarak başladıkları iş hayatları çok kısa bir süre içerisinde büyüme gösterdi.
            Kağıt bardak ve peçeteler ile servis yapmaya başlayıp, sundukları zengin menüyü hamburger, cheeseburger, patates kızartması, içecek ve tatlı ile kısıtlayarak menüdeki çeşitliliği azalttılar ve hamburgerin fiyatını yarı yarıya düşürdüler. Mutfak düzeni, az sayıda eleman ile verimli çalışma sistemi esasıyla tekrar düzenlendi. Bunun yanı sıra arabaya servis yerine, self-servis ve paket servise yöneldiler. Böylece, artık sadece gençlerin değil, çocuklu ailelerin de uğrak yeri olmaya başladılar. Kısa zamanda bu düzen ile yüksek cirolara ulaşmayı başardılar.
           İşleri çok iyi gidince McDonald kardeşler, Ray Kroc’a multimixer siparişleri vermeye başladılar. Siparişin büyüklüğü Kroc’un zihnini büyüledi ve bu restoranı görmek için California'ya gitti. Bu tarihten sonra McDonald’s onun hayatı haline geldi. 1954’te hamburgerin geleceğinin parlak olduğunu fark eden Kroc, marka ismini kullanma hakkını (franchise, şirketin şubesini açma imtiyazı)  elde ederek restoranlar açmaya başladı. 15 Nisan 1955’de kendi restoranını açarak ilk McDonald's işletmecisi oldu.1961 yılına gelindiğinde tam 228 restoran sahibi olmuştu. Aynı yıl şirketi 2,7 milyon $'a McDonald kardeşlerden satın aldı ve Hamburger Üniversitesini kurdu. Ford arabalarının üretim tekniklerinin (hızlı, kaliteli, temiz)  yiyecek sektörüne uyarlandığı McDonald’s restoranlarının sayısı 1963 yılında 500'ü aştı.
      1965 yılında McDonald's hisse bedeli 22,50 $' olarak halka açıldı ve 1966'da McDonald's hisseleri, New York Borsası'nda işlem görmeye başladı. Bu, artık McDonald's'ın ülke çapında büyük bir şirket, daha önceki yıllarda önemsenmeyen hızlı servis restorancılığının ise büyük bir iş kolu olduğu anlamına geliyordu. 1967 ilk uluslararası McDonald's restoranı Kanada ve Puerto Rico'da açılır. 1970'li yıllar, McDonald's için hızlı büyüme, gelişme ve yenilenme yılları oldu. McDonald's bu yıllarda bir yandan kendini ABD dışına taşıyıp uluslararası bir şirket kimliği kazanırken, diğer yandan da iş yaşamında kadın-erkek eşitliği, çevre kirliliği, yardıma muhtaç çocuklar gibi toplumsal konularla ilgili çalışmalar yürütmeye başladı. 
1980'lere gelindiğinde, McDonald's dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alıyor ve hisse senetleri New York'un yanı sıra Tokyo, Paris, Münih, Frankfurt ve Toronto gibi önemli ticaret merkezlerinin borsalarında da işlem görüyordu. Restoran sayısını 1982'de yedi bin, 1986'da on bine çıkarırken, esas patlamayı takip eden dönemde yapacaktı. 1990'ların başında McDonald's, Rusya ve Çin gibi özel bir konuma ve farklı koşullara sahip iki pazara daha girerek, "dünya markası" olduğunu bir kez daha kanıtladı.14 Ocak 1984’te McDonald's'ın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Kıdemli Başkanı Ray Kroc ölür. 1988 Fortune Dergisi McDonald's hamburgerlerini Amerikanın en iyi yaptığı 100 ürün arasına soktu. 
1992'de Dünyadaki o güne kadar açılanların en büyüğü olan McDonald's Çin, Pekin'de açılır. Bu iki katlı 28.000 metre karelik restoranda 700 oturma yeri ve 1.000 görevli bulunmaktadır. 
McDonald's Polonya Varşova'da açılış günü satış rekorlarını kıran restoranını açıyor.

28 Kasım 2018 Çarşamba

NUTELLA 



          Nutella'nın tarihi 1940'lı yıllarda, İtalya'nın Piedmont bölgesinde yaşayan pasta şefi Pietro Ferrero tarafından geliştirilmiştir. 2.Dünya savaşı sebebi ile yaşanan kakao sıkıntısı, çikolata üretimini de çok azalttığından Ferrero, Piedmont bölgesinde bol miktarda bulunan fındığı çok kakao'sunu az kullanarak Nutella'nın ilk versiyonu olan "Giandujot" ürününü geliştirdi. Nutella, katı bir hamur halindeydi ve keserek yemek gerekiyordu. Nutella'nın tarihinde asıl değişiklik 1949 yılında yaşandı. Bir gün çikolata kalıbı yaz sıcağında kalarak eridi. Alkadaki çocuklar yumuşamış hamurun tadına bakmak için ekmeğe sürüp yemeye başlayınca, Ferrero kardeşlerin aklına yeni bir fikir geldi o günden sonra Giandujayı ekmeğe sürülecek kıvamda üretmeye başladılar.
         Gianduja, yeni kıvamıyla çok büyük başarı sağladı. 1951'de "Supercrema" olarak anılmaya başladı. Ferrero 1959'da Fransa da yeni bir fabrika kurdu. Burada önce meşhur "Mon Cheri" çikolataları 1961'de ise "Supercremma'nın Fransız muadili "La Tartinoise" üretilmeye başlandı. 1964'te Supercrema isminden memnun olmayan Ferrero fındığı çağrıştıracak bir isim arayışına girdi. Fındığın Almancası "Nuss" ve İngilizce "Nut"tan ad türetilmeye çalışıldı. En sonunda Nutella da karar birliğine varıldı. 
        Nutella'nın içeriği herkesçe bilinse de tarifi hala sır olarak saklanmakta. Ayrıca, Nutella büyük oranda kakao ve fındık değil, bunların yerine şeker ve fındık yağı içeriyor. Fındık oranı %13 , kakao %7,4 iken şeker oranı %55tir. Palmiye yağı olarakta bilinen hurma yağı oranı %17'dir. Nutella 100 gr  da 530 kalori var. Doktorlar fazla tüketilmemesini gerektiğini öneriyor.  Almanya'da Nutellanın içeriği biraz farklı; daha katı ve daha fazla kakao barındırıyor. İtalya, Fransa, ve diğer ülkelerde kıvamı daha yumuşak.
       Nutellanın kavanozu pelikan kavanozlar, nutellanın kendine özgü cam kavanozu ortaya çıktığı tarih 1965 ve pelikan diye adlandırılıyor. Kavanoza bu ismin verilmesi, pelikan marka mürekkeplerin klasik şişelerine benziyor olmasından kaynaklanıyor.

VEFA


         1870 yılında Arnavutluk'tan İstanbul'a gelip yerleşen dedemiz Hacı Sadık Bey, o yıllarda bozanın sulu kıvamlı ve ekşi lezzetli biçimde 200 kadar Ermeni  vatandaş tarafından yapılıp satıldığını görmüştür. Zamanın saraylı ve aristokrat ailelerin  ve bürokratların  oturduğu  Vefa'ya yerleşe Hacı Sadık Bey, bugünkü haliyle sevilen koyu kıvamlı ve hafif ekşi lezzetli vefa bozası imal etmiş ve 1876 yılı eylül ayında vefa bozacısı adı ile bozacılığı hem bir meslek hemde bir marka haline getirmiştir. Hacı Sadık Bey, saray ve çevresinde de rağbet gören bu özel Türk içeceğini oluşturduğu yeni kıvam ve lezzeti  koruyabilmek için yıllarca bizzat kendisi imal etmiştir. Daha sonra oğlu İsmail Hakkı Vefayı yanına alarak vefa bozası yapımına uyumunu sağladı. Bir yandan edebiyat fakültesinde okuyan İsmail Hakkı Vefa, bir yandan da haliç tersanesinde makine işleri yapan bir akrabasıyla işbirliği yaparak bozanın makine ile üretimini başarmış ve diğer iş kolu olan üzüm sirkesinin üretimini de arttırmıştır.
        Halen, tarihi vefa bozacısı dükkanında ekim ayından nisan ayına kadar boza,nisan ayından ekim ayına kadar da kuru üzüm şırası , dondurma ve limonata satışı yapmaya devam etmektedir. Vefa bozacısı, aile fertlerinin özveri ile çalışması sonucu bugünlere getirilen   ata içeceği boza geleneğini devam ettirirken diğer iş kolu olan sirke üretimine, balzamik sirke, nar ekşisi ve limon sosu üretimini de ekleyerek faaliyetlerine devam etmektedir. 
Dördüncü nesil olarak, sirke üretiminde atılım yapan Vefa Bozacısı A.Ş Çorluda dünyanın en ileri teknolojilerini kullanarak modern bir tesis kurmuştur. Vefa Bozacısı; çağdaş teknoloji ile müşterilerine en iyi kaliteli ve yüzyıllık gücüne dayalı hizmet vermenin gururunu yaşayan bir firma olarak en kısa zamanda bozayı dünya piyasalarına sunmak üzere çalışmalarına devam etmektedir. 130 yıllık başarılarla dolu geçmişin onurunu taşıyan vefa bozacısı 2000'li yıllarda da atılımlarını sürdürmekte ve halkımızın damak zevkini karşılamaya devam etmektedir.  

KOÇ HOLDİNG




          Vehbi Koç 1917 yılında 16 yaşındayken, babasını bir bakkal dükkanı açmaya ikna ederek Ankara'da ticaret hayatına başlatmıştı. Bugünkü Koç topluluğu'na doğru ilk adım sayılabilecek bu küçük iş yeri, 1.Dünya Savaşı ve  Kurtuluş Savaşı yıllarında fazla bir varlık gösterememiş, ancak cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra yavaş yavaş büyümeye başlamıştır. 
         Ankara'nın 1923 yılında başkent oluşu bu ufak kentte hızlı bir bayındırlık faaliyeti doğurmuş. Vehbi Koç'da işlerini inşaat malzemesi ve hırdavat alanlarını kapsayacak şekilde genişletmişti. 
Vehbi Koç'un iş hayatının başlangıcı olan bu dükkan babasının adına kurulmuştu, ancak Vehbi Koç 31 Mayıs 1926'da Koçzade Ahmet Vehbi adıyla Ankara Ticaret Odası'na kaydolarak kendi üzerine geçirmiş ve işinin gerçek sahibi olmuştur. İşte bu tarih, aynı zamanda Koç topluluğunun doğuşunu simgelemekte ve topluluğunun resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir.
     Daha sonra Vehbi Koç'un Ankara'dan İstanbul'a gelişi olmuştur. Vehbi Koç İstanbul piyasasını gördükten sonra geniş bir ekonomik ortam olan İstanbul'da da ticarethaneler açmış bazı müteahhitlik işleri deruhte etmiştir. Bu arada çeşitli bayilik ve mümessilliklerle faaliyet alanını genişletmiştir.

APPLE



         Bilgisayar firması,1976'da Stephen Wosniak ve Steve Jobs tarafından yaratıldı. Bu marka 1976'da Kaliforniya'da Cupertino şehrinde bir garajda doğdu.
Steve Jobs ateri şirketinde video oyunları tasarlıyordu. Stephen  Wosniak ise Hewlett Packord'da mühendisti. Bu maceraya bilgi işlem sektöründeki arkadaşlarına fikirlerinin saçma olmadığını ispat etmek için atılıyorlar. Kuruluş efsanelerinden biri de şu: Steve Jobs formda kalmak için sadece her öğün bir elma yiyor. Isırılmış bir elma, Adem ile Havva'ya bilginin kapılarını açıyorsa eğer, bizlere de hürriyetin kapılarını açabilir mi acaba? Bir ısırık alınmış elma, iyi geliyor insana işte logo, gök kuşağının yedi renginde ısırılmış bir elma, olarak tasarlanıyor. Bir diğer logo hikayesi de;
Amerika Birleşik Devletinin en çok bilinen bilgisayar firması olan Apple ilk kurulduğu zamanlar bir elma çeşidinin adı olan "Macintosh" ismiyle anılıyordu. Daha sonra Steve Jobs İncil'de yer alan Adem ile Havva'daki elmayı kullanmaya başladı.
      Isırılmış elma figürünün bugünkü anlamda bir bilgisayarın üretiminde gören alan ve zehre batırdığı elmayı ısırarak intihar eden Alan Turing'e ithafen kullanıldığı da söylenmektedir. Alan Turing'in Homoseksüel olduğu anlaşıldıktan sonra İngiltere'deki hayatı zor bir döneme girmiştir. 
ingilterenin savaş dönemlerinde yaptığı katkılar hiçe sayılıp dışlanan Turing bir gün evinde ölü bulunmuştur. İngiltere başkanı Gordon Brown, Turıng'e yapılan haksızlığı tanıyarak basına bir özür makalesi yayınlamıştır.

26 Kasım 2018 Pazartesi

COCA COLA

        8 Mayıs 1886'da Eczacı Dr.john S.Pemberton, Georgia Atlanta'da üç ayaklı pirinç bir çaydanlıkta lezzetli ve serinletici bir şurup yaptı. Karbonatlı su ile karıştırdığı şurubu dostlarına ikram etti. bu yeni şurup öylesine beğenildi ki Dr.john S.Pemberton Jacob's eczanesinin bahçesinde bardağı 5 cent'ten satışa sundu. Günlük satışı ortalama 5 bardaktı. Bu yeni içecek adeta kapışılıyordu.
        Dr.Pemberton'un ortağı Frank Robinson iki  "C"  harfinin mükemmel bir estetik yaratacağını düşündü ve kendi el yazısıyla Coca Cola'nın bugüne kadar değişmeden gelen logosunu yarattı.         29 mayıs 1886 tarihinde ilk "Coca Cola" reklamı The Atlanta Journal'da yayınlandı. İlanda kullanılan slogan anlamını günümüze kadar koruyan "Nefis ve serinletici "idi. 1886'da "Nefis ve serinletici" sloganı ile yola çıkan Coca Cola reklamlarda her zaman yaşamın birlikte geçirilen eğlenceli yanlarını ortaya çıkarıyordu. İlk nakliyatı,parlak kırmızı fıçılarla yapıldığı için, günümüzün en sevilen içeceğinin simgesinde kırmızı oldu.         
        Dr.Pemberton'un ölümünden sonra Coca Cola'nın haklarını 2 bin 300 dolara satın alan Asa Condler,1892'de 100 bin dolar sermaye ile kurulan şirketinin dünyanın 200 ülkesinde satılacak bir ürünü pazarlayacağını tahmin bile edememişti.
Sadece bir ürün mü? Elbette hayır. Çağa damgasını vuracak bir kültürdü yaratılan. Damaklarda keyif ve eğlencenin adı olacak bu içeceğin ambalajı da özel olmalıydı.
       Coca Cola'nın şişelenmesine  1894 yılında  küçük bir şekerci dükkanında tek makine ile başlandı. Geniş çaplı şişeleme  yöntemine ise 5 yıl sonra geçildi. Ancak taklitlerinden ayırt edebilmek için farklı bir ambalaja ihtiyaç vardı. Kırıldığında veya karanlıkta bile Coca Cola şişesi olduğu anlaşılsın arzusunda yola çıkılarak Root Glass şirketinden yeni bir tasarım çalışması istendi. Dönemim ünlü tasarımcıları Alexander Sammelsan ve Earl Dean hemen çalışmalara başladı.  
       Coca Cola 1920'ye gelindiğinde artık bütün ABD'de pazarlanıyordu. Ardında uluslararası bir ürün olma yolunda ilk adım atıldı. Coca Cola 20 yıl içinde Küba ve Porto Rico'da üretilmeye başlandı. Ardından Panama, Filipinler ve Guam 1920'de de Fransa'ya ihraç edilmeye başlandı.
1950 yılında Coca Cola ünlü Time dergisine kapak olan ilk ürün oluyordu. Time Coca Cola'yı "Dünya ve Dostu"manşetiyle tanımlıyordu. 1965 yılında da Türkiye'ye geldi. Aya ilk kez ayak basan Neil Amstrong, ay yolculuğu dönüşü New York Times Square'de "Coca Cola'nın Evine, Dünyaya Hoşgeldiniz"pankartıyla karşılanıyordu.




MARLBORO



Evvel zaman içinde, Marlboro adında bir tütün fabrikası varmış. İflasın eşiğinde olan bu fabrikaya bir gün bir adam gelmiş ve satışları 3 ay içerisinde 3 katına çıkartabileceğini eğer çıkartırsa şirkete ortak olacağını, söylediğini yapmazsa da hayatı boyunca fabrikada bedava tütün sarabileceğini söylemiş. Çaresizlik içerisinde kaybedecek hiçbir şeyi olmayan fabrika sahipleri de bu adamın dediğini kabul etmişler. Adamın bunlardan isteği şey boş marlboro paketleriymiş. Fabrikada bu boş paketlerden istemediği kadar çok varmış. Adam temin ettiği bütün paketleri tek tek ayağıyla ezmiş ve 3 ay boyunca Amerikanın farklı bölgelerine ezilmiş boş paketleri uçaktan attırmış. Amerikan halkı sabah uyandıklarında boş marlboro paketlerini görünce bu kadar çok marlboro içiliyorsa vardır bunda bir şey diyerek marlboroları satın almaya başlamışlar. Şirketin satışları o ay 5  kat artmış. Adamda şirkete ortak olmuş. Bu adam Philips Morristir.

25 Kasım 2018 Pazar

ÜLKER












     Sabri Ülker,1920  yılında kırımda doğdu. Hayatının çocukluk dönemi kırımdaki sovyet ihtilalinin etkisiyle oldukça zor geçti. Zorlu çocukluk anıları ona Ülker'i kurdurduğundan "Biz her insanın hangi ülkede yaşarsa yaşasın güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz" sözünü söyletti. 
       Ülker'in ailesi 1929 yılında İstanbul'a göç etti. 9 yaşında İstanbul'a gelen ve kadırga ilkokuluna kaydoldu. Sabri Ülker ilkokuldan sonra istanbul erkek lisesine kaydoldu. Orta ikinci sınıftayken parasız yatılı sınavını kazanarak Bilecik Lisesine gitti. Yüksek öğrenim için Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Mektebi-i Ali'sine kaydolduğunda 2.Dünya Savaşı da başlamıştı. Sabri Ülker yüksek öğrenimi bitirdiğinde savaşta sona erdi. Savaş yıllarında bisküvinin tadını unutan çocuklar için ağabeyi Asım Ülker ile birlikte bisküvi üreteceklerdi. İki kardeş daha çocuk yaşlarında ve ilk gençliklerinde Beşler Fabrikasında çalışmışlardı. Ayrıca aile bir süre şekerleme dükkanını işletmişti.Bu tecrübelere güvenerek Sabri ve Asım Ülker Nohutçu Han'daki atölyede kendi bisküvi işlerini kurma kararına vardılar. Sabri Ülker daha sonra o günleri şöyle anlattı."Tahmin edersiniz 1944'te 2.Dünya Savaşının sorunlarını yaşayan genç cumhuriyetimizde üretim dertlerini bulmak çok zordu. 1944 yılı sonbaharında sabahın erken saatlerinde İstanbul'un o zamanlardaki iş merkezi sayılan, Eminönü'ndeki Nohutçu Han'a geldim. 3.kata çıktım ve hafifçe alçak bir yapıdan geçerek içeri girdim. 100 metrekare alandaki kazanları ,kepçeleri,kalıpları,arkada duran fırını,diğer aletleri tek tek inceleyerek "Bu işi başarmalıyım"dedim.
      Aslında bu işi başarmaları iki kardeş için gerçekten mucize gibi bir şeydi. Atölyenin sahibi, burasını daha önce başkalarına da satmıştı. Aralarında beceremeyip , eski sahibine daha düşük fiyattan geri satmışlardı. Atölyenin sahibi Asım ve Sabri beyin öncekiler gibi bu işi başaramayacaklarını düşünüp "Göreceksiniz bir kaç ay sonra bana geri satacaklar" demekten çekinmemişti.Ve bu lafı ederken de bir bildiği vardı.Çünkü makineler çok eskiydi ve sürekli bozuluyorlardı. Yedek parça olmadığından yeniden çalıştırılması çok zordu. Sabri Ülker eski makineleri tamir etmeyi de öğrendi. Küçük atölyede ilk yıl günde 200 kilo bisküvi üretildi. Bugün Ülker'in iki haftalık üretimiyle dünyadaki herkese bir bisküvi sağlayabileceği gerçeği gösteriyor ki , Sabri Ülker başarmıştı. Sabri Ülker gelecek nesillere ana işi gıda ve içecek olan Yıldız Holdingi bıraktı. 2012 yılı itibariyle Türkiye dahil 10 ülkede üretim yapabilen 54 fabrika ve 300 markası olan 80'in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Yıldız Holding ülkemiz ve dünya ekonomisine katkıda bulundu.

TORKU



       İlk adım 1950'li yılların en zor şartlarında kurulup ülke ekonomisine yıllarca buyuk bir özveri ile hizmet etmiştir.Konya şeker fabrikasında atıldı.Fabrika 50 milyon dolarlık yatırımla rehabilite edildi ve üretimin verimliliği arttırıldı. 2003 yılında dünyanın en modern şeker fabrikalarından biri olan Çumra Şeker Fabrikası ile birlikte toplam 11 tesisten oluşan Çumra Şeker Entegre Tesislerinin temelleri atıldı ve bu dev yatırımın 2004 yılında faaliyete girdi. Bu adımlarla Konya şeker iki fabrikasında Türkiye'deki toplam şeker üretiminin %25 ini gerçekleştirmeye başladı. Bu üretim gücü,yönetimin vizyoner bakışı ile birleşerek katma değerli son tüketiciye yönelik yeni ürünlerin çoğalmasına ve hepsinin tek bir çatı marka altında toplanmasını sağladı. Torku verimliliğini arttıran ve hızla büyüyen bu üretici kooperatifinin meyvesi %100 doğal ,güvenli ürünlerini çatı markası  oldu.
       Konya şeker'in  tohumundan başlayarak her şeyiyle kendi ürettiği şeker katma değerli ürünlere dönüştürmek kararlığı önce Çumra Şeker Entegre Tesisleri bünyesinde çikolata üretim tesisinin kurulmasını sağladı. Çikolata üretim tesisi 2010 yılında tamamlanan yeni tesislerle birlikte dünyada en modern teknolojiye sahip fabrikalardan biri haline geldi.Çumra Şeker Entegre Tesisleri'nde büyüme hiç durmadı 2012 yılında unlu ve şekerli mamuller,çikolata,kek,bisküvi,gofret üretim tesisleri eklendi. 2013 yıllında da topraksız üretimin yapıldığı modern seralarla genişletildi. 
     Torku 2007 yılında tüketiciye merhaba demiş yeni bir marka olmakla birlikte bir üretici kooperatifi olan Konya şekerin 61 yıllık birikimi üzerinde 900 bin üretici ortağın emeği ile ortaya çıktı. Konya şeker tüketicilerine %100 doğal güvenli kaliteli ürünler sunmak için tohumundan ambalajına kadar her adımını kontrol altında tuttuğu büyük bir sistem oluşturduğu ve ürettiği tüm ürünleri Torku çatı markası altında topladı.