1 Aralık 2018 Cumartesi

ACUN MEDYA

       Erzurum, Ilıca ilçesi doğumlu Ergün ve İlknur Ilıcalı'nın ikinci çocuğu olan Acun, 29 Mayıs 1969'da Edirne'de dünyaya geldi.5 yaşında başladığı ilk ve orta öğrenimini Edirne İstiklal İlköğretim Okulunda tamamladı. Lise eğitimine İstanbul'da Kadıköy Maarif Kolejinde başlayan Acun, Kadıköy Anadolu Lisesini bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı, ama üniversite hayatı, 7 yılın sonunda mezun olmadan bitti. 

       20′li yaşlarında bir kot dükkanı açan ancak kısa sürede iflas eden Ilıcalı, aradığı başarıyı medya sektöründe yakaladı. Beşiktaş muhabiriyken futbolcularla yaptığı özel röportajlar yıldızını parlattı. O dönemlerde 200 lira maaş alan Ilıcalı’nın hayatındaki dönüm noktası 2002 yılı oldu. Acun firarda programı ile dünyayı dolaşan, doğallığı, sıcaklığı ve enerjisiyle ile izleyiciyi hemen yakalayan Ilıcalı en çok izlenen programlardan birine de imza atmış oldu.
    2005 yılında Acun Medyayı kuran ünlü yapımcı Fear Factor, Survivor, Var mısın yok musun gibi reyting rekorları kıran yapımlara imza attı. 36 yaşında Türkiye’nin vergi rekortmenleri arasına girdi.Yetenek sizsiniz ve O ses Türkiye gibi programları izleyicilerle buluşturan Ilıcalı mütevazi tavırları ile de herkesin sempatisini kazanmayı başardı. Milyon dolarlara ulaşan servetiyle 2012′nin vergi rekortmeni olan ünlü yapımcı şimdiyse tv8′i satın alarak medya patronluğuna soyundu. Ilıcalı yıllardır yazdığı başarı öyküsünde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
    Ilıcalı yeni kanalı için ‘insanları üzen , demoralize eden yayınlar yapmayacağız. Mutluluk veren kanal sloganıyla yola çıkacağız’ dedi.

KİĞILI



       Abdullah Kiğılı 20 Nisan 1943 yaşında Malatya’da dünyaya geldi. Ailesi Bingöl’ün Kiğı ilçesinden göç ettiği için soyadı kanunu çıktığında Kiğılı soy ismi verildi.Babası Malatya’da kumaş işi ile uğraşan bir esnaftı. Kiğılı 9 yaşındayken 1952 yılında ailesi İstanbul'a taşınma kararı aldı. Kiğılı 1961 yılında İstanbul Erkek Lisesinden mezun oldu. Sultanhamam’da tekstil işi ile uğraşan babasının yanında çalışan Kiğılı işleri daha iyi öğrenebilmesi için Sultanhamam’da manto imal eden Mantocu Osman lakaplı esnafın yanına verildi.
     Kumaş ile ilgili ve tekstil sektörü ile alakalı en önemli bilgileri Mantocu Osman'ın yanında öğrendiğini söyleyen Kiğılı öğrendiklerini kendi iş yerinde uygulamak istedi. Kiğılı 1965 yılında babasından gizli bir şekilde ilk konfeksiyonunu açtı. Burada hazır giyim gömlekler yapıp satmayı planlıyordu. Artından takım elbise ve kaban satışları da gerçekleştirmeye başladı.Kiğılı henüz işlerin başındayken bir esnaf abisi tarafından Osman Boyner‘e önerildi.  Osman Boyner tarafından aranan Kiğılı’ya takım elbiselerini pazarlamaları için bir ortaklık teklif edildi.1969 yılında İstiklal Caddesindeki ilk mağaza açılmış oldu. Abdullah Kiğılı bu sayede ilk Beymen takım elbiselerini satan kişi oldu.Küçük bir konfeksiyonda başlayan bu serüven bugün 300 yakın mağaza ile taçlandıran Kiğılı bünyesinde bugün binlerce insan çalışmaktadır. Aynı zamanda Fenerium mağazalarının yönetimi de Kiğılı tarafından yürütülmektedir.
     Abdullah Kiğılı rakipleri ile sıkı bağları olan hatta onlara bazı konularda yardımcı olması ile tanınır. Sektör’de çoğu zaman Baba lakabı ile anılır. Hazır giyimde sadece erkek giyim üzerine çalışmalar yürüten marka bu alanda ülkenin önde gelen markalarından biridir. Türkiye'nin en büyük erkek giyim markalarından biri olan Kiğılı’nın kurucusu Abdullah Kiğılı’nın başarıya uzanan hikayesi girişimcilerin birçok ders çıkarabileceği hikayelerden biridir.
    59 ilde 210, 9 ülkede 17 mağaza açan Kiğılı, 2 bin kişiye iş kapısı oldu.Yılın Perakende Kuruluşu, Yılın Teknoloji Uygulaması, Shopping Festival Vitrin Tasarım birinciliği, 17 ülke arasında düzenlenen etkinlikte Müşteri Hizmetlerinde Üstün Başarı ödülleri alan Kiğılı son olarak Alışveriş Merkezlerinde En Tercih Edilen Erkek Giyim Markası ödülünü kazandı.

NUSR-ET STEAK HOUSE


       1983 yılında Erzurum'da dünyaya gelen Nusret Gökçe, maden işçisi bir babanın 5 evladından birisidir. Henüz iki yaşındayken ailesiyle birlikte Erzurum'dan Darıca'ya göç eden Nusret, maddi sebepler dolayısıyla Darıca Faik Şahenk Ortaokulunu altıncı sınıfta bırakmak zorunda kalmıştır. Meslek hayatına Bostancıdaki kasaplar çarşısında başlayan Nusret, uzun bir süre kasap çıraklığı yapmıştır. Büyük bir kasap dükkanında 10 ustayla aynı anda çalışan Nusret, günde 18 saat aktif olarak çalışmıştır. Et doğramadaki profesyonelliğini dar zamanda çok iş yapma konusuna borçlu olan Nusret, ilk olarak 2007 yılında İstinye Park'ta açılan kasap-restoran konseptinde çalışmaya başlamıştır. Bu deneyimin ardından Dünya üzerindeki diğer restoran konseptlerini görmek isteyen genç girişimci, Arjantin'e doğru yola çıkmıştır.
     Cebindeki son parası ve kredi kartından çektiği 7 bin TL ile gittiği Arjantin'de kasapları ve restoranları gezen Nusret, sektör hakkında fikir edinmeyi başarmıştır. Türkiye'ye döndüğünde aynı işyerinde çalışmaya devam eden Nusret, bu deneyimleri işine aktarmayı başarmıştır. 'Lokum', 'Ceviz', 'Kafes' gibi pişmiş et türlerini ilk kez kendisinin yaptığını iddia eden dünyaca ünlü restoran sahibi, bu kez yeni deneyimler için Amerika'ya gitmeyi kafasına koymuştur. Zor şartlar altında aldığı üç aylık Amerika vizesinin ardından New York'un en bilindik dört restoranında para almadan çalışmış ve yaptığı menü New York Times'da yayınlanmıştır.
      Türkiye'ye yeniden döndüğünde bu kez işsiz olan Nusret, kendi iş yerini açmak için çabalarına başlamıştır. Kendisine eski bir arkadaşı olan Mithat Erdem'i melek yatırımcı olarak seçen genç girişimci, arkadaşıyla beraber ilk restoranın temelini atmıştır. Arkadaşından aldığı parayı 5-6 ay içerisinde geri ödeyen Nusret, borcunu ödedikten sonra yoluna bir süre tek devam etmiştir. 2009 yılına kadar tek olarak devam ettiği işletmesine, 2012 yılı itibariyle Doğuş Grubu ortak olmuştur. Eskiden 1800 TL maaşla çalıştığını, şu an ise 400 çalışan istihdam ettiğini belirten Nusret, yaptığı etleri yemek için yurt dışından özel jetleriyle müşterilerinin geldiğini ve bunun kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu ifade ediyor. 
   Dükkan zincirleri kuran Nusret yalnızca Türkiye’de değil dünyanın değişik yerlerinde kasap ve restoran dükkanı iş yapmaktadır.

30 Kasım 2018 Cuma

RANGE ROVER



        İlk Land Rover 1947’de İngiliz araba şirketi Rover’da baş tasarımcı olan Maurice Wilks tarafından Newborough, Anglesey’deki çiftliğinde tasarlanmıştı.2. Dünya Savaşı sonrasında üretilen ilk Land Rover’ın direksiyonu aracın ortasında bulunuyordu. Zira tasarımcı bu arabayı savaş sonrası Galler’de bir çiftlikte ürettiği için, en basit ve temel malzemeleri kullanmış ve Land Rover’ı traktöre benzer bir araç olarak üretmiştir. Land Rover, Oxford ve Cambridge öğrencilerine eğitimleri için yapacakları araştırmalarda kullanmaları için araçlarını veriyor. Üniversite öğrencileri de bu sağlam arazi araçlarıyla dünyanın dört bir yanını gezip görme fırsatını yakalamış oluyorlar.2. Dünya Savaşı’ndan sonra Charles S. King; Rolls Royce ile çalışarak, onlara ilk jet motorlarını tasarlamaları için yardım etti. Bundan sonra ise Range Rover bugüne kadar yapılmış en iyi jet motorlarından bazılarına imzasını atmış isim oldu.
    Charlie S. King, üretmiş olduğu bu motorları arazi araçlarından bir tanesinde kullandı ve bu jet motoruna sahip hızlı aracıyla türbinle güçlendirilmiş ilk dünya kara hız rekoruna imzasını attı. Land Rover vergi ödemekten pek de hoşlanmayan bir firmaydı ve müşterilerinin de çok fazla vergi ödemesini istemiyordu. İşte bu yüzden Land Rover araçlarının boyutlarını büyük tutarak, müşterilerinin daha az vergi ödemesini sağlamıştır.


 

29 Kasım 2018 Perşembe

BURGER KING


       Dünyanın en büyük fast food şirketlerinden biri olan Burger King 4 Aralık 1954 yılında Amerika’nın Florida eyaletinde Miami kentinde kurulmuştur. James McLamore ve David Edgerton ortaklığı ile kurulmuş olan şirketin amacı savaş sonrası yoksul ailelere uygun fiyattan ızgara yiyecek satmayı amaçlamış ve basit bir konsept ile başlamışlardır. Yoksul aileleri doyurmak için açılan bu fast food firması zamanla McDonald’s ın ardından dünyanın en büyük fast food lokantası olmuştur.
    Burger King Türkiye’ye ilk kez 7 Mart 1995 yılında gelmiştir. TAB Gıda Sanayi A.Ş. ile yapılan ortaklık ile ilk kez İstanbul Etiler‘de satışa sunulmuştur.Dünya genelinde, her gün 11 milyondan fazla kişi, BURGER KING restoranlarını ziyaret ediyor. 1954 yılında kurulan BURGER KING, dünyanın ikinci büyük fast food hamburger zinciridir.

STARBUCKS


       Fakir bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya gelen Schultz, okul masraflarını çalışarak ve hatta kanını satarak karşılamıştır. Brooklyn‘de başlayan hayatı, Seattle’de değişiyor. Futbol bursu ile Michagan Üniversitesi‘ne giren Howard, oldukça zorlu koşullarda 1975 yılında mezun oluyor. Ardından New York’ta Xerox isimli şirkette satış temsilciliği yaparak pazarlamacılık deneyimini artırıyor. Ardından mutfak gereçleri pazarlayan İsveçli Hammerplast şirketine geçiyor. Bu şirkete geçişiyle birlikte kahve tutkusu ve Starbucks hayatına giriyor.İsveçli şirkette kısa sürede mutfak gereçlerinden sorumlu genel müdür olan Howard Schultz, Seattle’ye dikkatini çeken bir şirket için gidiyor. Sürekli aynı tür filtre kahve gereci siparişi veren küçük şirket, Starbucks ve ilk kurucuları ile de bu şekilde tanışıyor. Biri tarih, biri yazar ve birisi de İngilizce öğretmeni olan ilk kurucular, 1971 yılında ticari amaç gütmeksizin Starbucks’ı kuruyor. Yaptıkları iş ise kahveyi çok sevmeleri ve bu nedenle herkesin iyi kahve içmesini sağlamak. Bunun için tahmin ettiğiniz gibi bir kafeterya oluşturulmuyor; yalnızca iyi kavrulmuş kahve çekirdekleri satılıyor, değişik kahve çekirdekleri hazırlanarak evde içmeye hazır hale getiriliyor ve kahve yapımı konusunda bilgi arayan kişiler aydınlatılıyor.
       İlk kurucular, 4 tane Starbucks dükkanına sahip ve müşteri ilişkileri konusu ile en iyi kahve deneyimlerinin yaşatılması prensibiyle işlerini sürdürürler. Schultz’ın hayatına kahve, ziyaret ettiği bir Starbucks dükkanında yüzüne ilk çarpan kahve aroması olan Sumatra ile giriyor. Ortaklar ile tanışan ve ortamın büyüsüne kapılan Schultz, bu ekibin bir parçası olmak için çok uğraş verir. İlk kurucuların, şirketin ruhuna bağlı olmaları ve muhafazakar bir tutum sergilemeleri, Howard Schultz’ı vazgeçirmemiştir. Kariyerini, yıllık 75 bin dolarlık gelirini, arabasını, yaşadığı şehri ve daha birçok şeyi feda etmeyi göze alan Schultz; uzunca bir süre reddedilmiştir. Sonunda emeline ulaştığında ise şirkette pazarlamadan sorumlu yönetici olarak çalışmaya başlar. Howard Schultz, Starbucks ile tanıştığı ilk günden itibaren ‘iyi kahvenin’yalnızca burada kısıtlı bir çevrede kalmaması gerektiğini düşünür ve özellikle Amerika’nın da bu tadı bilmesi gerektiğinin planlarını yapar. İtalya’ya yaptığı bir iş gezisinde, gördüğü ve tecrübe ettiği kahve kültürü onu derinden etkiler. İyi kahvenin yayılması planlarını birkaç üst seviyeye taşır ve bugünkü Starbucks’ın temellerini aklında şekillendirir.
       Geniş kitlelere reklam yapmak yerine kahve dükkanına gelen müşterilerini memnun etmeyi ve onlara kahvenin romantizmini anlatmayı tercih ediyorlar. Çalışanları aracılığıyla iletişim yapıp, müşteri bağlılığı yaratmayı öncelikli hedef olarak görüyorlar. Starbucks’ın kahveden daha fazlasını sunduğu müşteriler arasında ağızdan ağıza yıllar içinde yayılıyor. İyi servis olmazsa dünyanın en iyi kahvesi için bile müşterinin tekrar dükkana gelmeyeceğini biliyor.



MCDONALD'S



  İlk McDonald's restoranı, 1940 yılında Dick ve Mac McDonald kardeşler tarafından California San Bernardino'da ülkedeki ilk gerçek fast food restoranı olarak açıldı. "Arabaya servis restoranı", müşterilere ucuz ve çabuk hamburger, patates kızartması ve MilkShake satarak başladıkları iş hayatları çok kısa bir süre içerisinde büyüme gösterdi.
            Kağıt bardak ve peçeteler ile servis yapmaya başlayıp, sundukları zengin menüyü hamburger, cheeseburger, patates kızartması, içecek ve tatlı ile kısıtlayarak menüdeki çeşitliliği azalttılar ve hamburgerin fiyatını yarı yarıya düşürdüler. Mutfak düzeni, az sayıda eleman ile verimli çalışma sistemi esasıyla tekrar düzenlendi. Bunun yanı sıra arabaya servis yerine, self-servis ve paket servise yöneldiler. Böylece, artık sadece gençlerin değil, çocuklu ailelerin de uğrak yeri olmaya başladılar. Kısa zamanda bu düzen ile yüksek cirolara ulaşmayı başardılar.
           İşleri çok iyi gidince McDonald kardeşler, Ray Kroc’a multimixer siparişleri vermeye başladılar. Siparişin büyüklüğü Kroc’un zihnini büyüledi ve bu restoranı görmek için California'ya gitti. Bu tarihten sonra McDonald’s onun hayatı haline geldi. 1954’te hamburgerin geleceğinin parlak olduğunu fark eden Kroc, marka ismini kullanma hakkını (franchise, şirketin şubesini açma imtiyazı)  elde ederek restoranlar açmaya başladı. 15 Nisan 1955’de kendi restoranını açarak ilk McDonald's işletmecisi oldu.1961 yılına gelindiğinde tam 228 restoran sahibi olmuştu. Aynı yıl şirketi 2,7 milyon $'a McDonald kardeşlerden satın aldı ve Hamburger Üniversitesini kurdu. Ford arabalarının üretim tekniklerinin (hızlı, kaliteli, temiz)  yiyecek sektörüne uyarlandığı McDonald’s restoranlarının sayısı 1963 yılında 500'ü aştı.
      1965 yılında McDonald's hisse bedeli 22,50 $' olarak halka açıldı ve 1966'da McDonald's hisseleri, New York Borsası'nda işlem görmeye başladı. Bu, artık McDonald's'ın ülke çapında büyük bir şirket, daha önceki yıllarda önemsenmeyen hızlı servis restorancılığının ise büyük bir iş kolu olduğu anlamına geliyordu. 1967 ilk uluslararası McDonald's restoranı Kanada ve Puerto Rico'da açılır. 1970'li yıllar, McDonald's için hızlı büyüme, gelişme ve yenilenme yılları oldu. McDonald's bu yıllarda bir yandan kendini ABD dışına taşıyıp uluslararası bir şirket kimliği kazanırken, diğer yandan da iş yaşamında kadın-erkek eşitliği, çevre kirliliği, yardıma muhtaç çocuklar gibi toplumsal konularla ilgili çalışmalar yürütmeye başladı. 
1980'lere gelindiğinde, McDonald's dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alıyor ve hisse senetleri New York'un yanı sıra Tokyo, Paris, Münih, Frankfurt ve Toronto gibi önemli ticaret merkezlerinin borsalarında da işlem görüyordu. Restoran sayısını 1982'de yedi bin, 1986'da on bine çıkarırken, esas patlamayı takip eden dönemde yapacaktı. 1990'ların başında McDonald's, Rusya ve Çin gibi özel bir konuma ve farklı koşullara sahip iki pazara daha girerek, "dünya markası" olduğunu bir kez daha kanıtladı.14 Ocak 1984’te McDonald's'ın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Kıdemli Başkanı Ray Kroc ölür. 1988 Fortune Dergisi McDonald's hamburgerlerini Amerikanın en iyi yaptığı 100 ürün arasına soktu. 
1992'de Dünyadaki o güne kadar açılanların en büyüğü olan McDonald's Çin, Pekin'de açılır. Bu iki katlı 28.000 metre karelik restoranda 700 oturma yeri ve 1.000 görevli bulunmaktadır. 
McDonald's Polonya Varşova'da açılış günü satış rekorlarını kıran restoranını açıyor.